Pazartesi, Mart 16, 2009

  • Serbest piyasacı Milton Friedman, 2006’da öldü.
  • Thomas Friedman, ABD`nin en önemli köşe yazarlarından biri. New York Times gazetesindeki köşesinden, yıllardır, Amerikan saldırganlığını, işgalleri, katliamları, İsrail siyonizmini `aklayan` makaleler yazmakta. Ateşli savunucusu olduğu Amerikan emperyalizminin özünü pek iyi anladığı, küreselleşmenin 'daniskası' denilebilecek bir sistemin ütopik savunucusu, 1999`da yayınlanan `Lexus ve Zeytin Ağacı` adlı kitabın yazarı.
  • Bir de; ABD'nin Ortadoğu politikasının "B Planı" olarak da görebileceğimiz sistemin askerlerinden biri olarak; George Friedman diye biri var.Şeyimizi sallasak Friedman'a çarpıyor diye, karıştırmamak için birincisine "MF", ikincisine "TF", üçüncüsüne "GF" diyelim...

Şimdi bizim konumuz olan "GF",

"Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), Bush ve siyasetinin çöpe atılması ile birlikte çöpe atıldı. Sonuçta BOP'da başkanı ile birlikte tarihin çöplüğünü boyladı."Bu yorum güzel de gerçekçi değil.Peki gerçek ne?Gerçek şu ki: ABD politikaları, siyasi partilerin, eğilimlerin ve halkın gündelik isteklerinin çok daha üzerinde bir bilinç ile hazırlanır. Yanı bir politik girişimin hükümet politikası olması için bin dereden su getirilr. Bu bin dereden gelen sular içilip bitirilmeden fikirler eyleme geçmez. (Adamlar bu metodları Osmanlının 6 asırlık deneyiminden almış kullanmışlar.)Eğer BOP, ABD'nin dış politika portföyüne girmişse, bu politik yönelim, öyle Obama, bubama, şubama için değiştirilez. Bizim, monşer diyerek, biraz hasetle, biraz da imrenme (hatta kıskanma) ile ötekileştirdiğimiz dış politika askerleri, diplomatlar bunun için ötekileşirler.

Çünkü devletler toplumun tümünü yükseltemez. Ama yükseltilmiş bireylere ihtiyaç duyulan yerler vardır.Bu bireylerin ortaya çıkarılması gereken en önemli alan, diplomasidir.İşte "geri kalmakta direnen[1]" ülkelerde, toplumun tümünde bir yükseliş mümkün olmadığı için sokak kültürünün 'seçilmişleri' devlet politikalarının sürekliliğinin önünde direnç gösterirler.Çünkü; süreklilik için gerekli sebeplerin mantalitesine hakim olamazlar.Aksine gelişmeyi değişimde ararlar.

* * *

Ama ABD Türkiye ile ilgili;

  • NATO bölgesel stratejisini planlarken,
  • Ortadoğu'nun ekonomi-politini planlarken,
  • Rus-Türk ilişkilerini planlarken,
  • Asya Enerji statejilerini planlarken,

en önemlisi de;

  • Türkiye'yi planlarken

Kökleri XIX Y.Y.'a kadar uzanan kemikleşmiş politikalarını uygular.

* * *

FRIEDMAN meselesinde de durum böyledir.Hiçbir fikirden, emelden, plandan dönülmemiştir.Aynı oyun (seneryo), farklı bir senaristin elinde masaya getirilmiştir.

George Çift V Bush, dönemindeki gibi üst düzey politikalar ile yutturulamayan ilaç, ülkedeki dinsel öğelerin yoğunlaşması ve öne çıkması durumu da göz önüne alınarak DİPTEN GELEN eğilimler haline getirilmeye çalışılmaktadır.Yani İslam birliği, Asyanın lideri, Ortaduğunun lider ülkesi gibi daha popilist söylemler geliştirilmiştir.Böylece aynı ilaç ya içilecek, ya içilecek! Denilmeye çalışılmaktadır.

Planın geri kalmakta direnen ülkelerdeki anlık politika değişimleri gibi, son dakika operasyonu olmadığı da kesindir.Son zamanlarda yaşanıyor gibi görünen RUS-TÜRK yakınlaşmasını gazetelerden okuyup sevinenler için şunu da belirtmekte yarar vardır: "ABD, sırf bu yakınlaşmayı kırmak istiyor da! onun için yeni açılımlar yapmıştır." yorumu hatalıdır.

ABD, Friedman'ı en az 2-3 yıldır bu operasyona hazırlıyor olmalı.Çünkü; "Gelecek 100 Yıl 21. Yüzyıl İçin Öngörüler" isimli kitap kısa soluklu bir çalışmanın eseri değildir.Sonuç olarak ABD'de siyasi eğilimler değişmiştir, ama politika değişmemiştir.

Artık bizim de siyaset ile politikanın farklı şeyler olduğunu anlamamız gerekmektedir.

Politikaları oluşturanların, siyasilerin siyasal bilgisizlikleri ile mücadele edebilecek güçlü, azimli iradelere sahip olması gerekmektedir.

Allah onlara güç versin.

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ
16 MART 2009 Pazartesi


_______________

[1] Geri kalmakta Direnen: Yıllardır ülkemizi, "gelişmekte olan" diye saçma sapan bir guruba alıyorlar.Geliştiğimizi zannedenler yada öyle görünmemizi isteyenlerin bir hezeyanı olan bu fikirsizlik halinin anlaşılır mazereti yoktur. "Satın al kullan" ve "Kuzu kuzu itaat" üzerine kurulu sistemin çarpıklığını kör görüyor, sağır duyuyor'

Hiç yorum yok: